D-8, kuvveti üstün tutan zulüm dünyası yerine, hakkı üstün tutan yeni bir saadet dünyasının kuruluşu hareketedir. D-8, bu yeni saadet dünyasını 5 milyar insanı bağrında toplayan “ezilenler” camiasının çekirdeğini oluşturmaktadır. Bu zülüm dünyasının yanlış temellere dayalı olarak devam etmesi mümkün değildir. Bundan dolayı 15 Ekim 1996’da Çırağan Sarayı’nda yeni bir saadet dünyasının kurulmasının zarureti ortaya konmuş ve alınan tarihi bir kararla da D-8’ler adımı bu münasebetle atılmıştır.
İnsanlık 20 asır boyunca bütün uğraşmalara ve çektiği ıstıraplara rağmen ne 20. asrın, 4 Şubat 1945’de akdedilen Yalta Konferansı’na kadarki ilk yarısında, ne de Yalta Konferansı’ndan sonraki 2. yarısında özlediği huzuru, barışı, adaleti, refahı ve saadeti bulamamıştır.
20. asrın 4 Şubat 1945’de akdedilen Yalta Konferansı’ndan önceki ilk yarısında I. Cihan Harbi, II. Cihan Harbi gibi büyük acı veren olaylar yaşanmıştır. I. Cihan Harbi, Osmanlı Devleti, Rus Çarlığı, İngiltere Krallığı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi büyük imparatorluklara son vermiş, yerini bazı ülkelerde faşist diktatörlere bırakmıştır. II. Cihan Harbi; Stalin, Hitler, Mussolini, Franko gibi diktatörleri tasfiye maksadıyla yapılmış ve II. Cihan Harbi’nde insanlar çok büyük acılar çekmişlerdir.
İnsanlık diktatörlerin tasfiyesinin arkasından hürriyet, insan hakları ve demokrasinin tesisi için büyük hasret yaşamış, sözde bunları tesis için Yalta Konferansı’nda dünyanın yeniden tanzimine teşebbüs edilmiş ve fakat 50 yıldan fazla süren bir mücadele dönemine rağmen bir türlü bu arzu ve hedeflerine kavuşamamıştır.
Bunun üç önemli sebebi vardır.
1- Yalta Konferansı; yeni bir dünya, hürriyet, insan hakları ve gerçek demokrasi ve adil bir düzen esaslarına uygun olarak kurulmamıştır.
2- II. Cihan Harbi’nde diktatörlerin hepsi temizlenememiştir. Stalin kalmıştır. O diktatörlüğü II. Cihan Harbi’nden sonrada devam ettirmiştir. Bu yüzden yeryüzünde 1945’ten, 1990 yılına kadar bir “Soğuk Harp” dönemi yaşanmıştır.
3- Soğuk Harp döneminin arkasından 1990’dan, D-8’lerin kurulduğu 1997’ye kadar, Batı liderleri ırkçı emperyalizmin yönlendirmesiyle doğru hak anlayışına dayalı bir barış dünyası kurulması yerine, yanlış hak anlayışına dayalı bir zulüm dünyası kurulması yoluna sapmışlardır.
Bunun en açık delili, 1990’lı yılların başında, İngiltere Başbakanı Margaret Teacher’in İskoçya’daki NATO toplantısında yaptığı konuşmadır.
Yukarıda açıklandığı gibi yeni bir saadet dünyasının kurulması 20. asrın sonunda artık kaçınılmaz bir zorunluluk halini almıştır. D-8 grubu oluşturma fikrinin temellerini, Ekim 1996’da İstanbul Çırağan Sarayı’nda düzenlenen “Kalkınmada İşbirliği Konferansı” esnasında atılmıştır.
8 ay gibi kısa bir sürede zirveye kadar komisyonlar, üye ülkelerin katılımları ve yoğun bir çalışma temposuyla 15 Haziran 1997 tarihine yetişecek şekilde çalışmalarını tamamlamışlardır. Zirvede D-8 teşkilat yapısı ve işleyiş kuralları tespit edilmiş ve D-8’lerin kuruluşu Devlet ve Hükümet Başkanlarının katılımıyla İstanbul Deklarasyonu vasıtasıyla dünyaya duyurulmuştur. Devlet veya Hükümet Başkanı düzeyinde temsil edilmek üzere gerçekleşen bu zirvede bütün üye ülkelerin konuşmacıları büyük takdir almış, bu oluşum heyecanı bu büyük coğrafyada sevinçle karşılanmıştır.
“Yeni Bir Dünya” projesi 3 kademede gerçekleştirilecek bir projedir:
1- D-8 çekirdeğinin kurulması.
2- D-60’lar ve D-160’ların katılmasıyla ve yeni dünyanın10 küresel kuruluşu ile 5 milyar ezilen insanın ırkçı emperyalizmin sömürüsünden kurtulup adil bir dünya kurmak için bir araya toplanışları.
3- II. Yalta Konferansı ile G-8’lerle D-160’ların bir araya gelerek yeni adil dünyanın kuruluşunu sağlamaları. Bu yeni dünyanın bir saadet dünyası olması için temel şart kuruluşun doğru hak anlayışı temeline dayanan adil bir düzen içinde yaşayan, ezen, ezilen olmayan, herkese hakkını veren barışçı bir dünya olmasıdır. Bundan dolayı bu dünyanın çekirdeği olarak D-8’ler düşünülmüş ve D-8 armasında yer alan 6 tane yıldızla sembolize edilen temel ilkeler esas alınmıştır.
D-8’lerin kuruluşu nüfusu 60 milyondan fazla 8 ülkenin katılımıyla başlamıştır. Bu ülkeler; Türkiye, Pakistan, Bangladeş, Mısır, Nijerya, İran, Endonezya, Malezya’dır.8 ülkenin meydana getirdiği D-8 topluluğu istatistiklerin gösterdiği gibi; bugün tüm dünya nüfusunun takriben 1 milyarlık bir kısmını yani %16’sını teşkil etmektedir, dünyanın kanıtlanmış petrol rezervlerinin %14 ’üne sahiptir, dünyadaki yıllık petrol üretiminin takriben %10’unu yapmaktadır, dünya petrol tüketiminin %6,7 ’sini yapmaktadır, dünyadaki kanıtlanmış doğalgaz rezervlerinin %23,2’sine sahiptir, dünya doğalgaz üretiminin %13,2’ini yapmaktadır, dünya doğalgaz tüketiminin %11,2’ini yapmaktadır, ayrıca; bor, krom, gibi stratejik maden rezervlerinin büyük çoğunluğunu ihtiva etmekte, pamuk ihracatının büyük kısmını sağlamaktadır, dünyanın merkezindeki geniş bir bölgeyi kapsamakta ve ucuz işgücüne mukabil yetişmiş eleman kadrolarına sahip büyük bir potansiyel ve mana ifade etmektedir. Ve yine D-8’ler, 60 üyeli İslam Konferansı’nın toplam yaklaşık GSMH’nın %60’ını, nüfuslarının %65’ini, İslam Ülkelerinin dış ticaretinin toplam %58’ini temsil etmektedir.
D-8’lerin bayrağında yer alan 6 tane yıldız, D-8’lerin temel ilkelerini sembolize etmektedir. Bu ilkelerden her biri 20 asır boyunca hep yanlışlarda ısrar edilmesi ve bu ısrarın bir fayda vermemesi yüzünden, artık dönülmesi gereken doğruları göstermektedir. Bu gerçekler karşısında yeryüzünde huzur, barış ve saadetin tesisi için artık temeldeki bu yanlışların yapılmayacağı yeni bir yola girilmesi, doğrulara dönülmesi zorunluluğu apaçık ortaya çıkmış ve işte 15 Haziran 1997’de D-8’ler bu zorunluluktan kurulmuş ve ortaya çıkmıştır. İşte 20. asrın gerçekleri, yaşanan olaylar, alınması gereken dersler, zorunluluk D-8’in doğuşunu gerekli kılmıştır.D-8’ler 20. yüzyılın en önemli olaylarından birisi, 20. yüzyılın 21. yüzyıla en kıymetli bir hediyesidir.D-8’lerin kurulması, baştan sona harpler ve çatışmalarla geçen 20. asrın sonunda, aydınlığa açılan bir kapı gibidir.
D-8’lerin bayrağında 6 temel ilkeyi sembolize eden altı yıldızın anlamları şunlardır:
1- Savaş değil, barış
2- Çatışma değil, diyalog
3- Çifte standart değil, adalet
4- Tekebbür değil, eşitlik
5- Sömürü değil, işbirliği
6- Baskı ve tahakküm değil, insan hakları, hürriyet ve demokrasi!
Bu prensipler sadece D-8’lerin kendi prensipleri değil, yeni bir dünyanın kurulmasının da temel esaslarıdır.
D-8’lerin özellikleri:
· D-8’ler en yüksek seviyede küresel bir kuruluştur.
· D-8’ler G-8’lerle çatışmak için değil, tam tersine yeni dünyayı birlikte kurmak için teşekkül etmiştir.
· D-8’ler gelişmekte olan bütün ülkeleri ve ezilmekte olan bütün halkları (ABD halkı dâhil) kucaklamak ve aynı zamanda süratle karar alabilen dinamik bir yapıya sahip olmak üzere kurulmuştur.
· D-8’ler, üye ülkelerin iç işlerine karışmamak ve her birinin bölgesel anlaşmalarındaki taahhüt ve haklarına halel getirmemek temel prensibi ile kurulmuştur.
· D-8’ler gelişmekte olan bütün ülkelerin birlikte ve hızlı kalkınmalarını, uluslararası münasebetleri tanzim eden mekanizmalara katılım güçlerinin artırılması ve dünya ekonomisindeki etkinliklerinin güçlendirilmesi ve halklarının daha iyi bir yaşam standardına sahip olmasını sağlamak amacıyla kurulmuştur.
· D-8’ler kurulur kurulmaz bütün üye ülkelerin dinamiklerini harekete geçirerek faydalı projeleri süratle gerçekleştirmek üzere kurulmuştur.
Hedefleri açısından iş üretmeyi benimseyen D-8’ler daha kuruluşları sırasında hangi sahalarda, hangi konulara öncelik vereceklerini uzmanlarıyla araştırmalar yaparak olgunlaştırmışlar, her bir ülkenin hangi konuda yürütücü olacağı, hangi projelerin gerçekleşmesine öncülük yapacağı plan ve programa bağlanmıştır.
Bu planlama sırasında Türkiye’ye sanayi sahasında atılım yapacak projelerin öncülüğü görevi verilmiştir. Bütün ülkeler gibi Türkiye de D-8 projelerine heyecanla sarılmış ve 54. T.C. Hükümeti döneminde bu sahada büyük adımlar atılmıştır. D-8’ler için büyük önem taşıyan zirai ilaçlama uçaklarının üretimi projesi, 54. Hükümet döneminde başarıyla sonuçlandırılan projelerden birisi olmuştur.
D-8 ülkelerinin hedef olarak belirlediği bütün projeler üye ülkelerin kalkınmasına öncülük edecek niteliktedir. Bunların biran evvel gerçekleştirilmesi D-8 hedefleri bakımından gerek o ülke halkı ve gerekse insanlık için çok büyük önem taşımaktadır.